Bayram tatilimizin son günlerini İstanbul’da geçirelim diye karar vermiştik eşimle. Ama tam olarak öyle olmadı 🙂 Çünkü ben son dakikada kocişimin aklını çeldim ve BüyükAda’ya gidip bir gece de orada kalalım dedim 🙂 Ve öyle de oldu :))
Arabamızı Bostancı otoparkında bırakıp 16.00 vapuru ile geçtik Ada’ya… Daha vapurdayken insan kapılıyor ada atmosferine…. Hele de benim gibi romantik biriyseniz daha Ada adını duydugunuz an tazeleniyor aşkınız, sevdanız 🙂
Kalacağımız otelin tarihi ve yaşanmışlıkları olmasını çok istiyordum… Her ada gezimizde önünden geçtiğimiz kubbeli ve kırmızı panjurlu tarihi Splendid Palas tam da böyleydi… Deniz manzaralı bir oda da seçtik mi olay tamamdı 🙂
Splendid Palas 1908 yılında açılmış. Düşünsenize tarihi içinde bu kadar barındıran bir sanat eseri burası!
Art Nouveau tarzından esinlenerek inşa edilmiş ancak odaların çerçevelediği aydınlık iç avlusu ve ve avlu etrafındaki sutunlarıyla otel mimarisi doğu ve batının sentezlendiğini bize açıkça gösteriyor. Tavanlar çok yüksek ve iki balkonu olan odamızın her iki balkon kapısı da denize açılıyor 🙂 Sanıyorum adada kalmanın en güzel yanı da bu 🙂
Gittiğimiz gün hava hafif yağmurluydu. Ama şansımıza biz odamıza yerleşip dışarıya cıktığımızda ne yağmur kalmıştı ne de rüzgar… Keyifli bir akşam gezintisinden sonra hemen güzel bir balıkçı lokantası bulup akşam yemeğimizi sipariş ettik 🙂
Sonra da Ada’nın tadını çıkardık 🙂
Bu gördüğünüz bilardo topları da odamızın anahtarı 🙂 Oldukça orijinal bir fikir 🙂
O gece müthiş bir yağmur yağdı. Yüksek tavanlar ve camlarla çevrili odamızda yağmur sesini duyarak değil; hissederek uyumak bile ayrı keyifliydi… Sabah otelimizde güzel bir kahvaltı yaptık. Sonra da oteli keşfe çıktık 🙂
Özellikle sabah kahvaltıları çooook başarılı olan kaliteli bir otel burası. Ömrümde bu kadar güzel poaca yediğimi hatırlamıyorum.
Otelin tarihi bir mimari olduğunu belirtmiştim. Asansörüne ba-yıl-dımm! İçi de dışı da ayrı güzel. İçinde oturulabilen bir asansör görmüş müydünüz? İşte bu öyle bir asansör 🙂
E tabi o zaman biz de asansör pozu verelim yani değil mi :))
Beni tanıyanlar bilir altın varaklı aynalara düşkünlüğüm vardır 🙂
Yağan yağmura inat ben balkonda kapı arkasından poz verme derdindeyim 🙂
AAAA o da neee??? Karga sen bizim balkona ceviz mi bıraktın tatlı kuşum benim 😀
Ve evrenin bize gönderdiği hediyeyi büyük bir sevgi ile kabul ettik, kırma derdimiz de olmadan afiyetle cevizimizi yedik 🙂
|
| Fayton; bir Ada klasiği 🙂 |
Sonra da ver elini Ada gezisi 🙂 Yağmur yağar ama biz yine de gezip keyif yaptık …. Bilmeyenler için belirtmek isterim ki, Adalarda motorlu taşıt kullanmak yasaktır. Ulaşım Faytonlar ve bisikletlerle sağlanır 🙂
|
| Bordo Şapka Batik, Fiyonklu Trenchcoat yurt dışından bir siteden alındı, çanta Vakko |
Adadaki evlerin hepsi birbirinden güzel ve değerli bence. Böyle mimari yapıların önünde poz vermek de benim için paha biçilemez fırsat :))
Bu bankta oturup hırçın denizin dalgalarını