Selamlar canlarımm!!
Yeni, yine, yeniden sarışın günlerim başladı 🙂 Cumartesi günü sabahtan saçlarmı ömer’e teslim ettim ve öğleden sonra üniversiteden sınıf arkadaşlarımla buluşmama geç kalma pahasına süslenip püslenip bu hale geldim :)rö
Geçen ay boyatmıştım biliyorsunuz ama demiştim size ben bu rengi beğenmedim diye. Demek ki ne yapmıyormuşuz, alışkanlıklarımızı bırakıp; geçici hevesler için kuaförümüzü değiştirip işi maddi manevi riske atmıyormuşuz :))
Yeni saçımı beğenecek misiniz bakalım :)Bu defa tam sarı oldu valla tam da istediğim buydu.Özlemişim yaaa :))
Bu da benim Dukan diyetimin devam ettiğinin bir kanıtı olarak geçtiğimiz hafta sizin için çektirdiğim bir foto
Millet yakında mölemeye başlamaktan korkuyorum. Bolca ot yiyorum ve tabi protein devam.
Yukarıdaki leoparlı tam boy fotolarımı da diyetin işe yaradığını size göstermek için koydum; kombin bahane :))
Ve gelelim kombinimize,
Leopar bluz zara
pantolon mango
ayakkabı aldo
ruj sephora
cumartesi kombinimde giydiğim krem, dantel detaylı elbisemi de daha net görebilmeniz için daha sonra tekrar giyeceğim. Cihangir de bir butikten aldım çok cici.
ot yerken de üzerimde gri ceket-etek takım kombinim var, o da bellli olmuyor. Onu da Kırklareli’nde küçük bir butikten alıp; düğmelerini değiştirip; beline kemer briti yapıp kurdela takıp;önde bağladım bence şirin oldu.
öle işte.
Bu aralar canımın ne kadar sıkkın olduğunu tahmin edemezsiniz. Artık dertlerimi sallayıp yokmuş gibi davranmayı öğreneceğim. Yoksa olmuyor. İnanın altından kalkamayıp nefessiz kalacakmışım gibi geliyor.
Bakmayın güldüğüme,
dışım sarı; için hüzün rengi..
sevgiler
| H&M Elbise |
| bordo-pembe göz makyajım |
Soruyor musunuz kendi kendinize acaba ben en çok kimleri severim, nasıl insanları, nasıl mekanları, nasıl tatları, nasıl kokuları ve nasıl davranışları diye?
Benim de her geçen gün farkettiğim şeydir ki aslında o kadar kolayca sevebiliyorum ki..Sevmediklerimi ayıklamak daha kolay oluyor sevdiklerimden 🙂
Mesela sevdiklerimi isim isim saymayı sevmem..Olur da kırarım birini; korkarım..Sevmeyi seven,hassas insanları severim ben..Karşısındakini incitmekten sakınan; yeri geldiğinde de dostunu nazikçe uyarabileni severim..Sıcacık gülümseyip; kocaman sarılabileni severim ben..Espirilerini insanları yermek,kırmak değil; mutlu etmek niyetiyle yapanları severim…Sır tutanı, dinleyeni; derdim olunca da güvenilir bir omuzu olanı severim ben..Aklımdan tam da onu geçirirken, aklına esip arayanı severim..Derdi olunca ağlamaktan utanmayanı; kahkahasını patlatırken korkmayanı da..Olduğu gibi yani..Özleyebileni, kızabileni,darılınca surat asıp; el uzatınca tutabileni…
Ukala davranışları sevmem asla.Herşeyi bildiğini iddia ederken başkalarını dinlemeyen, yargılamadan infaz eden tipleri..Gözlerim küçülüyormuş gibi hissederim kendimi ifade edemediğimde..Kimseye bunu hissettirmeyecek kadar insan olan herkesi severim..
Siyasal görüşünü, kararını,tuttuğu tarafı açıklamaktan korkmayanları severim..Vatanını milletini seveni..
Ferah mekanları severim mesela..Fotoğraf çekerken karanlık çıkmasın pozlar isterim.Yeni yerler olsun isterim, tanıdıkça,paylaştıkça değer biçilsin her metrekareye..Hatta geçerken bir apartman önünden, yasemin kokusu geliyorsa burnuma; orayı da severim..Sırf onun için yol bile değiştiririm..
Farklı tatları denemeyi severim, sakatat (beyin-ciğer ıyy)-at-köpek vs eti dışında 🙂
Hımm köpekleri severim en çok da golden ları..Sıcacık oluşlarını,sizi anlıyor gibi davranışlarını..
Sıcacık bir sütlü nescafeyi severim..Aniden gelen bir hediye defteri (bugün geldi ve asla kıyamam yazmaya..)
Ya da baby showerlarda dağıtılan minnoş promosyonları…Yapılmış olmak için değil de, içten gelerek yapılanı..
Yemek yapmayı, kıyafetler aksesuarlar tasarlayıp üretmeyi, şiir yazmayı, sahilde gezmeyi,seyehat etmeyi,yüzmeyi..Hepsini çook severim..
Ve yaşlıları..Babacan davranan amcaları, pamuk gibi yumuşacık teyzeleri, hepimizin en masum,saf hali bebişleri Ve tabi ki siz değerli okuyucularımı..Güzel parmakları ile tuşlara dokunup da yorum bırakan yüreklerinizi…
Dedim ya herşey sevilmeye değer..Daha neler eklerim ben bu listeye..
Siz neler seviyorsunuz hiç düşündünüz mü..
Ve bugün ki kombinim; daha önceden tanıdığınız bol paça yuksek bel gri mango pantolonum
Stefanel yakası detaylı gömleğim
Yargıcı dan Binnur’cuğumun hediyesi gri hırkam
Ve lovely shoes papilerim..
Sizleri çoooook öperim!
“Birkaç yıl önce bir kalp ameliyatı geçirmişti. Artık 50’li yaşlardaydı, bundan sonra daha dikkatli beslenmeli ve sağlığına daha çok özen göstermeliydi. Sürekli organik ve doğal besinler tüketmeye başladı.Süt ürünlerini,şekeri ve buğdayı zararlı oldukları düşüncesiyle kendine yasaklamıştı.Kısa sürede çok fazla kilo kaybetti.Et yerse bağırsaklarında yıllarca kalacağını,sindirim sisteminin yalnızca aç kaldığında ya da çiğ yiyecekler ve pastorize edilmemiş içeceklerle temizleneceğine inanıyordu.Evet sağlıklı olmak,sağlıklı yaşamak için çıkılan bu yol malesef bazı durumlardakişileri çok farklı yerlere götürebiliyor: “Ortoreksiya nervoza” hastalığına..” 0 beden mankenlere ya da hormonları nedeni ile aşırı zayıf olan kişilere özenerek başlanılan katı diyet reçeteleri,aynanın karşısında geçtikçe, yeterince zayıf olunmasına karşın hedeflenen kilo kayıpları ya da yukarıda alıntısını yaptığım konuda olduğu gibi bir hastalık geçirdikten sonra edinilen sağlıklı beslenme alışkanlığı, dikkat edilmediği ve önü alınmadığı takdirde hastalıklara kadar ilerliyormuş arkadaşlar.. Tubitak Bilim ve Teknik Dergisi 2010 Kasım sayısında “sağlıklı beslenme saplantı olursa” konulu yazıyı okuyunca hemen sizlerle de paylaşmak istedim.. Bahsettiğim konu, uzman diyetisyen eşliğinde yapılan dengeli diyet reçetelerini değil; yaşamı boyunca sağlıklı beslenme amacıyla sağlığını kaybeden kişilerle ilgili.. Zayıf kalmak ya da göründüğünden daha ince olmak için başlanılan bu yeme bozukluğu sonrasında kişilerin bağışıklık sistemi zayıflıyor ve kişi hasta oluyor.İdeal bir alışkanlık olan sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeyi,sadece sebze meyve ile sınırlamak hatta daha ileriye götürüp de etsiz,şekersiz,unsuz,tatsız,tuzsuz bir hayata sahip olan arkadaşlar çeşitli hastalıklara kolaylıkla yakalanabiliyorlarmış..Hatta bu konuda bilimsel araştırmalar yapılmış..Dr.Steveb Bratman in yaptığı araştırmalar sonucu yazdığı makalelerle 1997 yılından beri dikkatleri çekmiş olmasına karşılık, hastalığın olumsuz sonuçları günümüzde oldukça artış göstermiş. Öyle ki ortorektik kişiler, sırf organik beslenmek amacı ile kilometrelerce yol gidip,o besinlere ulaşabilmiş.Sağlıksız olabileceğini düşündüğü bir besini asla tüketmedikleri için de aç kalmayı göze alabilmiş bu kişilerin tüm hayatı sağlıklı beslenme konusunda kaygılanmakla geçiyormuş.. Haberin çok ilgi çekici olduğunu paylaşmalıyım..Zira ne açlığa dayanabilirim ne de etsiz,tatsız,tuzsuz yaşamaya..E tabi doktorum yasaklarsa o başka J Ne demişler herşeyin azı karar çoğu zarar..Sağlıklı beslenmenin de bir sınırı var di mi J Ve bugün ki kombinim; Dantelli fırfırlı siyah gömleğim,mango üzerine kırmızı V yaka kazağım ve kırmızı ayakkabılarım; stradavarius Son olarak da siyah boru paça kumaş pantolonumla karşınızdayım.. sevgiyle,
| elbisem mango |
Dün dedim ya bi günde iki hediyem birden oldu,biri Zeynep,biri de Edi’nin hediyesi..Bugün
Canlarım selam,şu saate dek inanılmaz bir yoğunluk içerisinde olmam nedeni ile ancak yazabiliyorum 🙂 Öncelikle bugün benim için gerçek bir süpriz olan konudan bahsedeceğim :))Bilirsiniz şansızlık konusunda tam bir bahtsız bedeviyimdir.Yani aslında artık değilim sanırım :)2011 bana şans ve uğur getirdi..2011 e iyi girdik sanırım bu yıl bizlerin yılı olacak 🙂 Bugün stil direktörümüz canım Edi’min düzenlediği Pieces den bir hediye kazandım..İnanılmaz sevindim:)En çok da Edi’den kazandığım için sevindim..İletişim bilgilerimi ve sevincimi paylaştığım maile hemen geri dönüş yapan “direktörlük” hakkını veren Edi’ciğim le neredeyse akraba çıkacak olmaktan ayrıca mutluluk duydum..Çoook büyük tesadüfler zinciri..Ona tekrar teşekkür ederim:))
| yakalara dikkat 🙂 |
Gelelim Tasarım elbiselerime!
Palladium a gittik,Zeynep’im ve eşi ile buluştuk.Gezdik
Şu saatlerde kimimiz öğle yemeği siparişimizi vermiş;kimimiz çoktan bitirmiş kimimiz ise bugün öğlen yemek yemeyeceğim ki diye planlıyor..Ben de az önce güzel bir yemeği,birlikte zaman gerçirmekten keyif aldığım arkadaşlarımla yedim :)) Öğlen ne yesem acaba diye düşünenlerin sendromu değil yazdıklarım;kim benimle yemek yemek ister diyenlerin sendromu…O zaman çalışan bayanlara gelsin bu post! Sabah harıl harıl işle uğraşırken öğle vaktinin nasıl geldiğini anlayamaz;öğlen de kiminle yemeğe çıksam diye düşünürken bir anda en sevdiğiniz iş arkadaşlarınızın arasında bulursunuz kendinizi..Peki kimdir en sevdiğiniz iş arkadaşlarınız; neye göre değerlendirilip de öğle yemeğini birlikte yeme mertebesine kavuşurlar, hiç düşündünüz mü? Düşünenler var arkadaşlar.Ne alaka,bunu dert eden mi var diyorsanız; ona da cevabım evet tabi ki!Mobbing olaylarının en yoğun olduğu cinsiyete sahip olan biz bayanlar; sevdiğimiz iş arkadaşlarımızla yemeğe çıkmayı ödül;hoşlanmadığımız ya da kıskandıklarımızı da davet etmeyip; hatta ekarte etmeyi ceza olarak uyguluyoruz.Sonra içimiz sızlıyor mu hayır tabi ki..Çünkü mutlaka olumusuz birşey yapmıştır ve kötü bir duygu hissettirmiştir ki uzak kalmıştır bize diye düşünüyoruz..
Biz bayanlar ya çok severiz; ya da hiç.Ortasını tutturabilen; dedikodudan uzak durmayı
Bu da ne şimdi diyorsunuz belki de içinizden…Moda ya da güzellik, hiç biri ile alakası olmayan bu post da neyin nesi şimdi..Oysa ki sağlık sektörü, iç müşterisi ile de dış müşterisi ile de hem modayı hem de güzelliği içinde barındıran hayati bir sektör.Kimimize uzak gelen bu sektörün perdelerini gelin birlikte aralayalım…
Uzun senelerini, sağlık yönetimi üzerine eğitim almış ve de tecrübeleri ile “harcamış”
Ben ne zaman en sevdiğim ayakkabılarımı giysem o zaman kendimi çok iyi hissediyorum!Ama bugün kendimi iyi hissetmek için ayakkabımı giymiş olsam da çok başarılı bir sonuç elde edemedim…Akşamım çok iyi geçmedi,sabah halsizdim..Bugün ki toplantı da iptal oldu :((((
Ne kadar üzüldüğümü anlatamam..Allah’tan eBay var da stres atabildim :))
Ne aldımm?Bir gri elbise,88lik bir far paleti ve de çok istediğim Paris Hilton’dan kıskanıp da hair bowknot larından aldım:)Uzun araştırmalarımın sonunda edindiğim bilgiye göre Türkiye’de yokmuş, bu nedenle de çözümü eBay da buldum.Evet öncelikle bugün ki alışveriş fotolarımı paylaşayım sizlerle bakalım beğenecek misiniz: )
Elbise cici gri ayakkabılarımla nasıl güzel olur di mi:)) bir an önce gelsinler de parti yapalım :))Umarım boyu kısa olmaz ()
Bu farlara bayıldımm! Kızlar ben far kullanımında eskiden ne kadar renkliydim tahmin edemezsiniz.Zeynep bilir..Bir gün Serap, hastaneye göz kapaklarının üzerinde ki rengarenk simli farları ile gelir…Of yani kızlar!Renkli kişilik güzel de yüzünde her rengi denemeye de gerek yok ki yani :)))
Neyse ki yıllarla birlikte moda “nude” tonlara döndü ve ben de uzunca süredir daha naturel renkleri tercih ediyorum:)))
Yukarıda ki far paletinden de anlaşılacağı üzere yeni siparişim gayet “nude ve şık”
