Bugünlerde çoook makyaj yapmıyorum.. Şöyle hafiften bir liner bir de bolca rimel işimi görüyor 🙂
Bu sabah elime ilk geçen parçaları kapıp kendimi işimin yollarına attım 🙂
Çiçekli kotum olsun dedim durdum..Baktım gönlüme göre bulamadım..Soluğu kumaş çarşısında aldım 🙂 Ve modeli belirledim, kalıp çıkardım, diktim ütüledim giydim..
| Serap’Tan |
| çiçekli kot pantolonum |
| floral jean |
Şimdi sıra sizde! Dikmek isteyen kendi diksin, almak isteyen çeşit çeşit modellerden birine
Çook uzun zaman oldu canlarım dertleşemedik sizinle..Biriktirdiğim
onca anım var ki birazı da hüzne değip dokunan.. Şimdi vakit yazmak,
paylaşmak vakti..Yoğun geçen bir haftanın son iş
gününde Antalya’dan erkek kardeşimden aldığım bir telefon ile annemin
hastalandığını öğrendim.. Son 4 aydır sadece mutsuz haberler alabildiğim
Antalya’ma yine bir sağlık sorunu sebebi ile apar topar gitmek
durumundaydık..
İşten bir saat erken çıkıp akşamında yola çıktık..Orada hem aileme destek oldum; hem
Bu sene ki ilk noel hediyem Colours of Angel dan geldi. Çok şeker bir hediye kutusu
Selam
Malum yeni ev yeni hayat yenilikler bu aralar benimle birlikte..Dedim ki yeni eve yeni masa örtüsü
Heyyy selammmm! Çoook mutluyumm Antalya ya aileme kavuşmama günler kaldıı…İzin işimi
Heyooo:))
Hasta halimle verdiğim pozlara gelin :)) Bu beyaz vintage gömlek ve el emeği göz nuru emekle diktiğim pantolonla bakalım bugün ki Seroş’u beğenecek misiniz ?
Selam herkese,
Geçen hafta size rüyamı anlatmıştım ya,Hazal la serüvenimizi..Çok ağlatmıştı benı o ruya..Hatta
Soruyor musunuz kendi kendinize acaba ben en çok kimleri severim, nasıl insanları, nasıl mekanları, nasıl tatları, nasıl kokuları ve nasıl davranışları diye?
Benim de her geçen gün farkettiğim şeydir ki aslında o kadar kolayca sevebiliyorum ki..Sevmediklerimi ayıklamak daha kolay oluyor sevdiklerimden 🙂
Mesela sevdiklerimi isim isim saymayı sevmem..Olur da kırarım birini; korkarım..Sevmeyi seven,hassas insanları severim ben..Karşısındakini incitmekten sakınan; yeri geldiğinde de dostunu nazikçe uyarabileni severim..Sıcacık gülümseyip; kocaman sarılabileni severim ben..Espirilerini insanları yermek,kırmak değil; mutlu etmek niyetiyle yapanları severim…Sır tutanı, dinleyeni; derdim olunca da güvenilir bir omuzu olanı severim ben..Aklımdan tam da onu geçirirken, aklına esip arayanı severim..Derdi olunca ağlamaktan utanmayanı; kahkahasını patlatırken korkmayanı da..Olduğu gibi yani..Özleyebileni, kızabileni,darılınca surat asıp; el uzatınca tutabileni…
Ukala davranışları sevmem asla.Herşeyi bildiğini iddia ederken başkalarını dinlemeyen, yargılamadan infaz eden tipleri..Gözlerim küçülüyormuş gibi hissederim kendimi ifade edemediğimde..Kimseye bunu hissettirmeyecek kadar insan olan herkesi severim..
Siyasal görüşünü, kararını,tuttuğu tarafı açıklamaktan korkmayanları severim..Vatanını milletini seveni..
Ferah mekanları severim mesela..Fotoğraf çekerken karanlık çıkmasın pozlar isterim.Yeni yerler olsun isterim, tanıdıkça,paylaştıkça değer biçilsin her metrekareye..Hatta geçerken bir apartman önünden, yasemin kokusu geliyorsa burnuma; orayı da severim..Sırf onun için yol bile değiştiririm..
Farklı tatları denemeyi severim, sakatat (beyin-ciğer ıyy)-at-köpek vs eti dışında 🙂
Hımm köpekleri severim en çok da golden ları..Sıcacık oluşlarını,sizi anlıyor gibi davranışlarını..
Sıcacık bir sütlü nescafeyi severim..Aniden gelen bir hediye defteri (bugün geldi ve asla kıyamam yazmaya..)
Ya da baby showerlarda dağıtılan minnoş promosyonları…Yapılmış olmak için değil de, içten gelerek yapılanı..
Yemek yapmayı, kıyafetler aksesuarlar tasarlayıp üretmeyi, şiir yazmayı, sahilde gezmeyi,seyehat etmeyi,yüzmeyi..Hepsini çook severim..
Ve yaşlıları..Babacan davranan amcaları, pamuk gibi yumuşacık teyzeleri, hepimizin en masum,saf hali bebişleri Ve tabi ki siz değerli okuyucularımı..Güzel parmakları ile tuşlara dokunup da yorum bırakan yüreklerinizi…
Dedim ya herşey sevilmeye değer..Daha neler eklerim ben bu listeye..
Siz neler seviyorsunuz hiç düşündünüz mü..
Ve bugün ki kombinim; daha önceden tanıdığınız bol paça yuksek bel gri mango pantolonum
Stefanel yakası detaylı gömleğim
Yargıcı dan Binnur’cuğumun hediyesi gri hırkam
Ve lovely shoes papilerim..
Sizleri çoooook öperim!
“Birkaç yıl önce bir kalp ameliyatı geçirmişti. Artık 50’li yaşlardaydı, bundan sonra daha dikkatli beslenmeli ve sağlığına daha çok özen göstermeliydi. Sürekli organik ve doğal besinler tüketmeye başladı.Süt ürünlerini,şekeri ve buğdayı zararlı oldukları düşüncesiyle kendine yasaklamıştı.Kısa sürede çok fazla kilo kaybetti.Et yerse bağırsaklarında yıllarca kalacağını,sindirim sisteminin yalnızca aç kaldığında ya da çiğ yiyecekler ve pastorize edilmemiş içeceklerle temizleneceğine inanıyordu.Evet sağlıklı olmak,sağlıklı yaşamak için çıkılan bu yol malesef bazı durumlardakişileri çok farklı yerlere götürebiliyor: “Ortoreksiya nervoza” hastalığına..” 0 beden mankenlere ya da hormonları nedeni ile aşırı zayıf olan kişilere özenerek başlanılan katı diyet reçeteleri,aynanın karşısında geçtikçe, yeterince zayıf olunmasına karşın hedeflenen kilo kayıpları ya da yukarıda alıntısını yaptığım konuda olduğu gibi bir hastalık geçirdikten sonra edinilen sağlıklı beslenme alışkanlığı, dikkat edilmediği ve önü alınmadığı takdirde hastalıklara kadar ilerliyormuş arkadaşlar.. Tubitak Bilim ve Teknik Dergisi 2010 Kasım sayısında “sağlıklı beslenme saplantı olursa” konulu yazıyı okuyunca hemen sizlerle de paylaşmak istedim.. Bahsettiğim konu, uzman diyetisyen eşliğinde yapılan dengeli diyet reçetelerini değil; yaşamı boyunca sağlıklı beslenme amacıyla sağlığını kaybeden kişilerle ilgili.. Zayıf kalmak ya da göründüğünden daha ince olmak için başlanılan bu yeme bozukluğu sonrasında kişilerin bağışıklık sistemi zayıflıyor ve kişi hasta oluyor.İdeal bir alışkanlık olan sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeyi,sadece sebze meyve ile sınırlamak hatta daha ileriye götürüp de etsiz,şekersiz,unsuz,tatsız,tuzsuz bir hayata sahip olan arkadaşlar çeşitli hastalıklara kolaylıkla yakalanabiliyorlarmış..Hatta bu konuda bilimsel araştırmalar yapılmış..Dr.Steveb Bratman in yaptığı araştırmalar sonucu yazdığı makalelerle 1997 yılından beri dikkatleri çekmiş olmasına karşılık, hastalığın olumsuz sonuçları günümüzde oldukça artış göstermiş. Öyle ki ortorektik kişiler, sırf organik beslenmek amacı ile kilometrelerce yol gidip,o besinlere ulaşabilmiş.Sağlıksız olabileceğini düşündüğü bir besini asla tüketmedikleri için de aç kalmayı göze alabilmiş bu kişilerin tüm hayatı sağlıklı beslenme konusunda kaygılanmakla geçiyormuş.. Haberin çok ilgi çekici olduğunu paylaşmalıyım..Zira ne açlığa dayanabilirim ne de etsiz,tatsız,tuzsuz yaşamaya..E tabi doktorum yasaklarsa o başka J Ne demişler herşeyin azı karar çoğu zarar..Sağlıklı beslenmenin de bir sınırı var di mi J Ve bugün ki kombinim; Dantelli fırfırlı siyah gömleğim,mango üzerine kırmızı V yaka kazağım ve kırmızı ayakkabılarım; stradavarius Son olarak da siyah boru paça kumaş pantolonumla karşınızdayım.. sevgiyle,
